‘Tütün kullanımı pek çok kanser türüne davetiye çıkarıyor’

Doç. Dr. Emine Yıldırım, “Kanser ölümlerinin yüzde 30 kadarı tütün içmekten kaynaklanıyor. Tütünü alkolle birleştirmek kanser riskini artırıyor. Tütün içmek akciğer, özofagus (yemek borusu kanseri), mide, pankreas, mesane ve baş boyun kanserleri olmak üzere pek çok kanser tipi ile nedensel olarak ilişkilidir. Obeziteden kaçınmak, sağlıklı beslenmek, spor yapmak, sigara ve alkol kullanmamak, sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmak kanser riskini azaltmak için önemlidir” dedi.

‘YAŞAM SÜRESİ UZUYOR, TARAMA PROGRAMLARINA RAHAT ULAŞILIYOR’

Günümüzde kanser görülme oranlarında artış olduğunu belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Bu durum, büyük oranda risk faktörlerindeki artışa bağlı olsa da yaşam süresinin uzaması, hastaların tanı almak için sağlık hizmetine rahat ulaşabilmeleri ve tarama programları sayesinde erken tanı alabilmeleri de kanser saptanma oranlarını etkilemektedir” diye konuştu.

‘OBEZİTE, DİYABET VE HAREKETSİZLİK, KANSERDE ARTIŞA NEDEN OLUYOR’

ABD’de yapılan çalışmalarda bu artışın sebeplerinin araştırıldığını kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Araştırmalara göre, obezite ve diyabet, hareketsiz yaşam tarzı, beslenme alışkanlıklarında bozulma ve metabolik sendrom gibi ilgili komorbiditelerin (eşlik eden hastalıklar) artması kolorektal kanser, meme kanseri gibi pek çok kanser tiplerinde artışı da beraberinde getirmiştir” ifadelerini kullandı.

Sigara kullanımının en önemli etkenlerin başında geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım, “Sigara kullanımı da son yıllarda artmıştır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sigara tüketimi her yıl artış göstermektedir. TÜİK verilerine göre, 15 yaş üstü sigara kullanım oranı yüzde 28.3’tür. Kanser ölümlerinin yüzde 30 kadarı tütün içmekten kaynaklanmaktadır. Tütünü alkolle birleştirmek, kanser riskini artırır. Yapılan bazı araştırmalara göre, tütün içmek akciğer, özofagus (yemek borusu kanseri), mide, pankreas, mesane ve baş boyun kanserleri olmak üzere pek çok kanser tipi ile nedensel olarak ilişkilidir. Ayrıca radyasyon, genetik yatkınlık, çevre kirliliği de riski artıran faktörlerdir. Yaşam süresinin artışı da kanserle karşılaşma ihtimalini artırır” dedi.

‘ÖLÜMLERİN YÜZDE 35’İ DEĞİŞTİRİLEBİLİR RİSK FAKTÖRÜ KAYNAKLI’

Kanser oluşumunda hem genetik hem de çevresel faktörlerin önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yıldırım, “Ailesel ve kalıtsal olarak aktarılan kanser tipleri vardır. Ayrıca obezite, sağlıksız beslenme, sigara ve alkol tüketimi, sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı, radyasyon maruziyeti en önemli risk faktörleri arasında sayılmaktadır. DSÖ araştırmasına göre, dünya genelinde kanserden kaynaklanan ölümlerin yüzde 35’i sigara ve alkol tüketimi de dahil olmak üzere yaşam tarzı, enfeksiyonlar, parazitler, ultraviyole ışığa maruz kalma ve ultraviyole radyasyon yayan cihazlarla bronzlaşma, diyet ve iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalma gibi potansiyel olarak değiştirilebilir risk faktörlerinden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.

‘MEME KANSERİ 8 KADINDAN 1’İNİ ETKİLİYOR’

Doç. Dr. Emine Yıldırım, “Meme kanserinin 8 kadından 1’ini etkilediğini bilmekteyiz. 40 yaş üstü kadınlara tarama amaçlı yapılan mamografi sayesinde hastalar henüz kanser fark edilemeyecek kadar küçükken tanı alabilir. Ya da gaitada gizli kan saptanan hastalara veya 50 yaş üstü tarama amaçlı yapılan kolonoskopik incelemeler sayesinde kalın bağırsak kanserleri erken dönemde tanı alabilir” ifadelerini kullandı.

‘KANSERDE RİSK AZALTILABİLİR’

Kanserin önlenebileceği şeklindeki söylemin çok iddialı olacağını belirten Doç. Dr. Emine Yıldırım, “Kanseri önlemek değil ama riski azaltmak mümkündür. Obeziteden kaçınmak, sağlıklı beslenmek, spor yapmak, sigara ve alkol kullanmamak, sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmak kanser riskini azaltmak için önemlidir” dedi.

HPV aşısının rahim ağzı kanserine karşı koruyucu olduğunun bilindiğini kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Hepatit B aşısı ile hepatit B’ye karşı koruyuculuk sağlayıp buna bağlı siroz ve karaciğer kanserinden korunmaya imkan verir. Ayrıca güneşten korunmak cilt kanserine yakalanma riskini azaltır. Tarama programları sayesinde de kanser öncüsü lezyonlar tanınıp korunma sağlanabilir. Örneğin kolonoskopi ile kanser öncüsü lezyonlar olan polipler erken tanınıp alınarak kanser gelişimi engellenebilir” diye konuştu.

‘MAMOGRAFİ, TEDAVİDE BAŞARI ŞANSINI ARTIRIYOR’

Kanserde erken teşhisin öneminin altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, “Günümüzde artık kanserler de pek çok durumda tedavi edilebilir bir hastalıktır. Özellikle de erken tanı alan kanserlerde başarı oranları çok daha yüksektir. Bunu bir örnekle açıklarsak tarama programlarından olan mamografi sayesinde erken tanı alan bir meme kanseri hastasında tedavi başarısı yüzde 99’lara varmaktadır. Eğer kanser erken evrede tanı alırsa uygulanacak tedavi de daha az agresif olur. Böylece hastalıkla baş etmek daha az yıpratııcı hale gelir” ifadelerini kullandı.

Related Posts

Yağ yakımında yeni trend 12-3-30 kuralı, bilimsel olarak da kanıtlandı: Kendisi yavaş, etkisi hızlı

Yavaş bir tempoda yapılan bir yürüyüşün, yağ yakımı üzerindeki etkisinin nasıl “hızlı” olabileceği sorusu nihayet bilimsel bir yanıt buldu. Sosyal medyada milyonlarca kişinin uyguladığı “12-3-30” kuralı, yapılan yeni bir araştırmayla etkinliğini kanıtladı.

Sağlık Bakanlığı duyurdu: Randevularda yeni dönem başladı

25 Temmuz’da hayata geçirilen uygulamayla tercihleri doğrultusunda aile hekimine yönlendirilen vatandaşlar, önce aile hekimlerince muayene edilecek ve değerlendirmeleri yapılacak.

Saç dökülmesini anında önlüyor: Saçlar daha hızlı ve gür çıkıyor

Bilim insanları, saç dökülmesini engelleyen ve saçların daha hızlı uzamasına katkı sağlayan meyveyi açıkladı.

Keneyi çıplak elle çıkarttı: Kabusu yaşadı!

Cenaze için gittiği Sivas’ta keneye maruz kalan 17 yaşındaki Eyüp Can Karapınar, İstanbul’a döndükten sonra Kırım Kongo Kanamalı Ateşi teşhisiyle yoğun bakımda tedavi altına alındı. Zorlu süreci atlatan genç, “Her şey sıfırdan başlamış gibi” derken, uzmanlar çıplak elle kene çıkarılmaması konusunda uyardı.

Yaz sıcaklarında doğal gençlik kaynağı: Deniz suyu! Cilt bariyerini güçlendiriyor

Yaz aylarında hem serinleyip hem de gençleşmenin mümkün olduğunu söyleyen Dr. Asel Seda Bal, deniz suyunun cilt yaşlanmasını geciktiren ve cilt bariyerini güçlendiren doğal etkilerini anlattı.

Uzman isim uyardı: Kenede erken ve doğru müdahale, bulaş riskini azaltıyor

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bozkurt, kenelerin yol açtığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ve Lyme hastalıklarına erken müdahalenin önemli olduğunu belirtti.